| La versione turca di Cevat Çapan.
|
야만인을 기다리며 | BARBARLARI BEKLERKEN |
| |
- 우리는 무엇을 기다리고 있는가, 광장에 모여서? | Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine? |
오늘 야만인들이 올 것이다. | Bugün barbarlar geliyormuş buraya. |
| |
- 왜 원로원에서는 아무 일도 하지 않고 있을까? | Neden hiç kıpırtı yok senatoda? |
왜 의원들은 법을 만들지 않고 그냥 앉아 있을까? | Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar? |
| |
오늘 야만인들이 오기 때문이다. | Çünkü barbarlar geliyormuş bugün. |
지금 법을 만드는 것이 무슨 소용이 있겠나? | Senatörler neden yasa yapsınlar? |
야만인들이 도착하면 그들이 법을 만들 것이다. | Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar. |
| |
- 왜 우리의 황제는 이렇게 일찍 일어나서, | Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz, |
황복을 갖추어 입고 왕관을 쓰고, | şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına, |
도시의 관문 앞에 옥좌를 가져다 놓고 앉아 있을까? | başında tacı, törene hazır? |
| |
오늘 야만인들이 오기 때문이다. | Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, |
황제는 그들의 두목을 기다리고 있다. | onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz. |
그들의 두목에게 줄 왕명이 적힌 두루마리까지 들고 있다. | Bir de koca ferman hazırlatmış |
각종 직위와 경칭으로 가득한 두루마리를. | ona rütbeler, unvanlar bağışlayan. |
| |
- 왜 우리의 두 집정관과 여러 법무관들은 오늘 | İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle |
수 놓인 진홍색 토가를 입고 나왔을까? | işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler? |
왜 자수정이 저렇게 많이 박힌 팔찌를 차고 | Neden böyle yakut bilezikler, parlak, |
화려한 에메랄드가 반짝이는 반지를 꼈을까? | görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar? |
왜 은과 금으로 아름답게 세공한 | Ellerinde neden böyle altın, |
우아한 지팡이를 들고 있을까? | gümüş kakmalı asalar var? |
| |
오늘 야만인들이 오는데 | Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, |
저런 것들이 야만인들을 현혹시키기 때문이다. | onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar. |
| |
- 왜 우리의 훌륭한 연사들이 평소처럼 나타나 | Ünlü konuşmacılarımız nerde peki, |
연설을 하고 자기 의견을 전달하지 않을까? | neden herzamanki gibi söylev çekmiyorlar? |
| |
오늘 야만인들이 오는데 | Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, |
그들은 웅변과 연설을 지겨워하기 때문이다. | onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere. |
| |
- 왜 갑자기들 이렇게 당황해서 혼란스러워 할까? | Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa? |
(사람들 표정이 얼마나 심각해졌는지.) | (Nasıl da asıldı yüzü herkesin!) |
왜 거리와 광장이 이렇게 빨리 텅 비어버리는 것일까? | Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar, |
왜 모두들 생각에 잠겨 집으로 돌아가는 것일까? | neden herkes dalgın dönüyor evine? |
| |
밤이 되었는데도 야만인들이 오지 않았기 때문이다. | Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi. |
국경에서 방금 돌아온 사람들에 따르면 | ve sınır boyundan dönen habercilere göre, |
야만인은 더 이상 없다고 한다. | barbarlar diye kimseler yokmuş artık. |
| |
야만인이 없다면 이제 우리는 어떻게 될까? | Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan? |
그들이 일종의 해답이었는데. | Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza. |