Le déserteur
Boris VianOriginal | TURCO / TURKISH [1] - A. Kadir |
LE DÉSERTEUR Monsieur le Président, Je vous fais une lettre Que vous lirez, peut-être, Si vous avez le temps. Je viens de recevoir Mes papiers militaires Pour partir à la guerre Avant mercredi soir. Monsieur le Président, Je ne veux pas la faire! Je ne suis pas sur terre Pour tuer des pauvres gens... C'est pas pour vous fâcher, Il faut que je vous dise: Ma décision est prise, Je m'en vais déserter. Depuis que je suis né J'ai vu mourir mon père, J'ai vu partir mes frères Et pleurer mes enfants; Ma mère a tant souffert, Elle est dedans sa tombe Et se moque des bombes Et se moque des vers. Quand j'étais prisonnier On m'a volé ma femme, On m'a volé mon âme Et tout mon cher passé... Demain de bon matin Je fermerai ma porte. Au nez des années mortes J'irai sur les chemins. Je mendierai ma vie Sur les routes de France, De Bretagne en Provence Et je dirai aux gens: Refusez d'obéir! Refusez de la faire! N'allez pas à la guerre, Refusez de partir. S'il faut donner son sang, Allez donner le vôtre! Vous êtes bon apôtre, Monsieur le Président... Si vous me poursuivez, Prévenez vos gendarmes Que je n'aurai pas d'armes Et qu'ils pourront tirer. | KAÇAK Cezayir Kurtuluş Savaşı'nda ölenleri anarak Efendi misiniz, kodaman mısınız ne, bir mektup yazıyorum size, bilmem vaktiniz var mı okumaya bu mektubu. Az önce verdiler elime askerlik kâğıtlarımı, savaşa çağırıyorlar beni, diyorlar yola çık en geç çarşamba akşamı. Efendi misiniz, kodaman mısınız ne, dövüşmeye hiç istek yok içimde, insancıkları öldürmeye gelmedim ben, gelmedim ben bu yeryüzüne. Sizi kandırmak değil niyetim, ama söylemeden de edemem, savaş ahmakların işi, hem insanlar ondan hanidir bıktı. Doğduğum günden bu yana ölen çok babalar gördüm, gidip dönmeyen kardeşler gördüm, çocuklar gördüm iki gözü iki çeşme. Ya analar ne çekti, ya analar, bir yanda işi tıkırında bir avuç insan bolluk içinde rahat yaşar, bir yanda ölüm, çamur, kan. İnsanlar tıkılmış dört duvar içine, çalınmış neleri var neleri yok, karıları, eski güzel günleri bütün. Gün doğar doğmaz yarın kapatacağım şırak diye kapımı ölmüş yılların suratına, alıp başımı yollara düşeceğim. Aşacağım karaları, denizleri, ne Avrupa'sı kalacak, ne Amerika'sı, ne Asya'sı, dilene dilene hayatımı şunu diyeceğim insanlara: Üstünüzden atın yoksulluğu, durmayın bakın yaşamaya, hepimiz kardeşiz, kardeşiz, kardeş, ey insanlar, ey insanlar, ey. İllâki kan dökmek mi gerek, gidin dökün kendi kanınızı, size söylüyorum bunu da, efendi misiniz, kodaman mısınız ne. Adam korsunuz arkama belki de, unutmayın jandarmalara demeye: üzerimde ne bıçak var, ne tabanca korkmadan ateş etsinler bana, korkmadan ateş etsinler bana. |